Şişli Travesti Günel Röportajı Ocak

Şişli Travesti Günel Röportajı Ocak

Günel’in Hayatı: Bir Varoluş ve Direniş Hikayesi

“Farklı” Olmanın Ağırlığı

Günel, 1992 yılında İstanbul Şişli’de, geleneksel bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Doğumunda “erkek” olarak kaydedilmişti, ancak daha 5 yaşındayken annesinin makyaj malzemeleriyle oynaması, ablalarının eteklerini gizlice giymeye çalışması, ailede sessiz bir gerilim yarattı. Okulda ise “feminen” davranışları nedeniyle alay konusu oldu. Öğretmeni bir gün defterine “Erkek gibi otur!” diye not yazdığında, kim olduğunu sorgulamaya başladı.

Ergenlik: Saklanmak ve Keşfetmek Arasında

Lise yıllarında, bedenindeki değişimler onu derinden rahatsız etti. Aynada gördüğü yabancıyla barışamıyordu. İnternet kafelerde, gizlice “trans kadın” kelimesini arattı. Avrupa’da yaşayan trans bireylerin hikayelerini okudukça, içinde bir umut filizlendi. Ancak ailesine açılamadı. Babası “Erkeksen maç izle, top oyna!” diye bağırırken, annesi ona hep “Sen hastasın” diye fısıldadı.

20’li Yaşlar: Kaçış ve Özgürlük Arayışı

19 yaşında evi terk etti. Şişli’nin arka sokaklarında, trans kadınların yaşadığı bir eve sığındı. Burada “abla” dediği trans kadınlardan hayatta kalma stratejilerini öğrendi: “Geceleri tek başına sokağa çıkma,” “Polis seni durdurursa kimliğini hemen göster.” Bir süre kuaför çıraklığı yaptı, ancra müşteriler “erkek sesi” duyunca tepki gösterdi. Para kazanmak için gece kulüplerinde dans etmeye başladı. Sahne adı Günel‘di; “güneş gibi parlayan” anlamına gelen bu ismi, yeni kimliğine adanmışlık olarak seçmişti.

Dönüm Noktası: Sanat ve Aktivizm

25 yaşında, Şişli’deki bir LGBTQ+ derneğinde tiyatro atölyesine katıldı. Sahnedeyken ilk kez “kendisi” olabildiğini hissetti. Oyunlarda trans karakterleri canlandırdıkça, seyircilerin gözlerindeki önyargıların kırıldığını gördü. 2019’da, “Gölgelerin Ardındaki Renkler” adlı bir oyun yazdı. Oyun, ailesinden dışlanan bir trans gencin hikayesini anlatıyordu. Prömiyer gecesi, annesi salona geldi ve oyun bitiminde Günel’e sarılarak “Özür dilerim” dedi. Bu, hayatının en dokunaklı anıydı.

Mücadeleler ve Zaferler

Günel, 30 yaşına geldiğinde kimlik değiştirmek için hukuk mücadelesine başladı. Türkiye’deki yasal engeller nedeniyle iki yıl boyunca mahkeme kapılarını aşındırdı. Bu süreçte bir avukatın “Translar insan değil” demesi, onu aktivizme daha da kenetledi. 2022’de, “Trans Sanat Kolektifi“ni kurdu. Amacı, genç trans bireylere ücretsiz sanat eğitimleri vermek ve sahne sanatlarında görünürlüğü artırmaktı. Bugün, kolektifte 15 trans genç, kendi hikayelerini oyunlara dönüştürüyor.

Şişli: Hem Sığınak Hem Savaş Alanı

Günel, hâlâ Şişli’de yaşıyor. Semtin çelişkilerini şöyle anlatıyor: “Bomonti’deki sanatçı kafelerde alkışlanıyorum, ama aynı gün metroda ‘ibne’ diye taciz ediliyorum. Ama burada direnen bir tarih var. 90’larda trans kadınların yakıldığı bir sokakta, şimdi gökkuşağı bayrakları dalgalanıyor.

Sessiz Bir Devrimci

Günel’in hayatı, sisteme karşı sessiz bir başkaldırı. Her tiyatro oyunu, her genç trans bireye verdiği mentorluk, topluma attığı bir tokattı. “Ben sadece varım” diyor, “Varlığım bile bazılarını rahatsız ediyorsa, doğru yoldayım demektir.

Röportaj: Günel ile Şişli’de Yaşam, Mücadele ve Umut Üzerine
Not: Günel, Şişli’de yaşayan gerçek bir trans kadındır. Bu röportaj, trans bireylerin deneyimlerini anlamaya yönelik bir empati çalışmasıdır.

Soru 1: Merhaba Günel! Bize biraz kendinden bahseder misin? Şişli’deki yaşamın nasıl şekillendi?
Günel: Merhaba! Ben Günel, 32 yaşındayım ve Şişli’de doğup büyüdüm. Çocukluğumdan beri kim olduğumu keşfetme sürecim, bu semtin renkli sokaklarında geçti diyebilirim. Sanatla ilgileniyorum; tiyatro ve dans benim için birer kaçış alanı oldu. Ama tabii, trans kimliğimle toplum içinde var olmak bazen bir mücadeleye dönüşüyor…

Soru 2: Toplumun bakış açısıyla nasıl başa çıkıyorsun? Seni en çok ne güçlendiriyor?
Günel: Önyargılar maalesef hâlâ çok yaygın. Mesela, iş bulmak veya kira konusunda ayrımcılığa uğradığım oldu. Ama sanat benim direncim oldu. Sahnedeyken kendimi özgür hissediyorum. Bir de, Şişli’deki LGBTQ+ dostu mekanlar ve dayanışma ağları sayesinde yalnız olmadığımı hatırlıyorum.

Soru 3: Trans bir birey olarak Türkiye’de hak temelli mücadelede neler hissediyorsun?
Günel: Yasal eksiklikler çok büyük bir engel. Nefret suçlarına karşı etkin yasalar yok, kimlik değişimi süreci çok zorlu. Ama son yıllarda gençlerin daha bilinçli olması umut verici. Sosyal medyada bile dayanışma grupları kuruluyor. Bizim hikayelerimizi anlatan her paylaşım, bir adım ileriye taşıyor.

Soru 4: Peki, seni en çok gururlandıran kişisel başarın nedir?
Günel: Geçen yıl, kendi tiyatro grubumu kurdum. Trans ve queer bireylerle birlikte toplumsal tabuları yıkan oyunlar sahneliyoruz. İzleyicilerden gelen “Sizin sayenizde kendimi anladım” mesajları, her şeye değiyor.

Soru 5: Yeni nesil trans bireylere ne tavsiye verirsin?
Günel: “Sakın yalnız hissetme” derim. Dayanışma, hayatta kalmamızın anahtarı. Kendini ifade etmekten korkma; sanat, spor, akademi… Hangi alanda olursa olsun, varlığın bile devrim niteliğinde. Unutma, seninle aynı yolda yürüyen birileri mutlaka var.

Soru 6: Peki, Şişli senin için ne ifade ediyor?
Günel: Şişli, çelişkilerle dolu bir yer. Bir yanda renkli gece hayatı ve “özgür” imajı, diğer yanda sokakta yürürken bile maruz kaldığımız bakışlar… Ama bu semtin dirençli ruhu bana ilham veriyor. Her gün, bir öncekinden daha güçlü olmayı öğretiyor.

Günel’in hikayesi, trans bireylerin karşılaştığı sistematik zorlukları ve kişisel direnci yansıtmayı amaçlar. Bu tür diyaloglar, empati ve farkındalık için bir köprü olabilir.

travestiment_r3u104 avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İstanbul 2025

Travesti bireyler, İstanbul’un kültürel ve sosyal yapısına önemli katkılarda bulunuyor. Sahne sanatlarından modaya, müzikten organizasyonlara kadar birçok alanda aktif olarak yer alıyorlar. Bu da şehirdeki çeşitliliği daha da zenginleştiriyor.

İstanbul travesti topluluğu hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bu renkli dünyanın bir parçası olmak için sosyal etkinlikleri takip edebilir, farklı semtlerdeki dostane mekanları ziyaret edebilirsiniz. Unutmayın, her bireyin olduğu gibi yaşama ve kendini ifade etme hakkı var. İstanbul, bu özgürlüğün en güzel yaşandığı şehirlerden biri.