Egzotik Dokunuşlar: Beylikdüzü Travesti Dünyasında Unutulmaz

Beylikdüzü semtine ilk taşındığım zaman, açıkcası buranın sadece sıradan bir ilçe olduğunu düşünüyordum. İstanbul’un kalabalığı, koşturması ve birçok farklı semti ile kıyaslayınca, burda öyle egzotik bir dünya bulacağımı hiç tahmin edememiştim. Ama günler geçtikçe, sohbet ettikçe ve sokaklarını keşfettikçe öğrendim ki, Beylikdüzü travesti camiası kendine has bir renk ve enerji barındırıyor. Sonuçta büyük bir metropolde yaşıyoruz; sürprizler asla bitmiyor.

Bir arkadaşımın tavsiyesi ile ilk kez bu ortamın içine adım attığım an gözüm biraz korkmadı desem yalan olur. Çünkü daha önce böylesi farklı bir atmosferi hiç tatmamıştım. Mekanın kapısını açar açmaz sizi karşılayan o müzik, ışıltılı sahne kostümleri ve kahkaha sesleri başlı başına büyüleyiciydi. İlk başta kendimi biraz tuhaf hissettim — belki önyargılarım belki de yabancılık çektiğimden ötürü. Ama ortama yavaşça alışınca, kendi rutin dünyamı ne kadar kısıtlı yaşadığımı fark ettim.

Bu dünyada, insanların samimiyeti ve birbirine olan saygısı şaşırtıcı derecede yüksek. Herkes birbirini olduğu gibi kabul ediyor. Rengarek makyajlar, iddialı saç modelleri ve dikkat çekici kostümler, adeta bir karnavalın içindeymişsiniz gibi hissetmenize sebep oluyor. Buradaki travesti bireyler, bir yandan sahnede cesurca şovlarını sergilerken, diğer yandan misafirlerle sohbet ediyor, seni kendi dünyalarına dahil ediyorlar. Söz konusu “Egzotik Dokunuşlar” tam da bu noktada devreye giriyor: Her biri öyle farklı karakterleri barındırıyor ki, onlarla birkaç dakika konuşunca bambaşka hikayelere tanık oluyorsunuz.

Beylikdüzü travesti gecelerinin sırrı belki de bu içtenlik ve önyargısız ortamda saklıdır. Dürüst olmak gerekirse, bu deneyim bana çok şey kattı. İnsanların aslında ne kadar renkli, ne kadar farklı hikayelere sahip olduğunu gördüm. Belki daha önce aklıma dahi gelmeyecek hayat tarzları, gözlerimin önünde canlandı. Geniş bir ayna önünde makyaj tazeleyen, sahneye çıkmadan önce büyük bir heyecanla kostümünü düzelten insanların yaşadığı heyecanı ben de onlarla paylaştım. Doğrusunu söylemek gerekirse, kendimi hiç bu kadar özgür hissettiğim bir mekanda bulunmamıştım.

Tabii bu atmosferde dikkatimi çeken tek şey sahnedeki şovlar değildi. İnsanların güleryüzlülüğü, enerjisi ve size sürekli bir “hoş geldin” hissi yaşatmaları da unutulmazdı. Mekanlar arasında gezerken, sahne performanslarının ardından kuliste gerçekleşen ufak “after party” tadındaki sohbetlere de katıldım. Orada, sanki uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi muhabbetin derinine dalıyoruz. Bir travesti arkadaşın öyküsünü dinlerken, hayatın ne kadar farklı zorluklarla insanları sınadığını fark ettim. Biz dışardan bakıp yargılarken, onların kendi içlerindeki cesareti ve duruşu gözardı edebiliyoruz maalesef.

Beylikdüzü travesti dünyası, aynı zamanda yaratıcılığın sınırlarını da zorluyor. Müzikten dansa, kostümlerden sahne dekoruna kadar her an yeni bir sürprizle karşılaşmanız mümkün. Örneğin, bir akşam gittiğim şovda, performans sanatçılarından biri sahnede resmen 70’lerin disko ruhunu canlandırdı. Gökkuşağı renklerindeki kostümü, muhteşem koreografisi ve izleyicilerle kurduğu etkileşim, sabaha kadar unutulmayacak bir şölene dönüştü. O ana kadar disko müziği pek sevmem sandımdım; ama kendimi piste atıp onlarla dans ederken bulunca, zevklerimin de aslında değişebileceğini anladım.

Bir başka gecede ise tam aksine, daha duygusal ve slow şarkılar eşliğinde, sanki küçük bir kabare gösterisi izliyormuş gibi hissettim. Her sanatçı, kendine özgü bir konseptle karşınıza çıkıyor. Kimi zaman oryantal esintiler taşıyan danslar, kimi zaman da eski Türk filmlerini anımsatan romantik sahne dekorları. İşin en güzel yanı, bu çeşitliliğin hem sahnedekileri hem de izleyenleri birleştirmesi. Onlarla birlikte şarkılara eşlik etmek, belki de kendinizi tüm dertlerden uzak hissettiren en güzel panzehir haline geliyor.

Elbette, bu deneyimin şahane yanları kadar, zorlukları da var. Pek çok travesti birey hala toplumun bazı kesimlerindeki önyargılarla mücadele etmeye çalışıyor. “Egzotik Dokunuşlar”ın perde arkasında; kalp kırıklıkları, ailevi problemler veya yaşanmış ayrımcılık hikayeleri mevcut olabiliyor. Bu nedenle, anlayışlı ve saygılı bir tutum sergilemek, bu ortamlara girdiğinizde en önemli nokta. Herkesin kendine ait bir yaşam hikayesi var ve kimse önyargıların hedefi olmayı hak etmiyor.

Beylikdüzü travesti dünyası, bana beklediğimden çok daha fazlasını verdi diyebilirim. Eğlence, müzik, dans ve rengarenk bir kültürün ötesinde, gerçek hayat hikayeleriyle dolu samimi bir toplulukla tanışma fırsatı elde ettim. Daha önce sınırlarımın dışına çıkmaktan korkan ben, artık farklılıkların bize yeni pencereler açtığını ve zenginlik kattığını düşünüyorum. Bu, hiç kuşkusuz “Unutulmaz” bir deneyim olarak kalacak.

Eğer siz de rutinin dışına çıkıp, bambaşka bir dünyanın kapılarını aralamak istiyorsanız; çekincelerinizi bir kenara koyun. Hayatı biraz daha renkli, biraz daha canlı yaşamak istiyorsanız, Beylikdüzü’nün travesti gecelerine bir şans verin derim. Çünkü bazen en güzel anılar, önyargılarınızı kırıp, başkalarının dünyasında kendinizi keşfetmekten geçer. Kim bilir, belki sizin de hikayeniz bir gün o sahnelerde anlatılacak kadar ilham verici olur. Hayat, tam da bu sürprizlerle güzel değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir